Bir ormanı yakmak için bir kıvılcım yeterli olur.
- A spark would be enough to burn a forest.
Ölümle sonuçlanan bıçaklama olayının kıvılcımı, kontrolden çıkan tartışmadan çıkmıştı.
- The fatal stabbing was sparked by an argument that got out of control.
Onun gözleri elmas gibi parladı.
- Her eyes sparkled like diamonds.
Mary'nin gözleri elmas gibi parladı.
- Mary's eyes sparkled like diamonds.
Neden bujileri değiştirmedin?
- Why didn't you replace the spark plugs?
Bu sadece bujilerle ilgili bir sorun olabilir.
- It could just be a problem with the spark plugs.
Floors made of oxychloride cement are sparkproof and are more resilient than floors of concrete.
Küçük bir kıvılcım sık sık büyük bir alevi ateşler.
- A small spark often ignites a big flame.
Yanan evden caddeye kıvılcımlar yağdı.
- Sparks rained on the street from the burning house.
Kıvılcımlar her yerde uçuyordu.
- Sparks were flying everywhere.
John's youngest is doing well at school. He's a bit of a bright spark, isn't he?.
... eyes of those children in that school, you see that spark, ...
... so it turns into a spark app generator and blows all the RF in my region, again, I have ...