Tom kirli bulaşıkları çoğunlukla lavaboda bırakır.
- Tom often leaves dirty dishes in the sink.
Tesisatçı bizim lavaboyu tamir etmek için birçok alet kullandı.
- The plumber used many tools to fix our sink.
Gökdelen'in bataklığa batması bekleniyor.
- The skyscraper is expected to sink into the bog.
Can you fix our sink?
- Können Sie uns die Spüle reparieren?
I'll fix your sink for you if you want.
- Wenn Sie wollen, repariere ich Ihnen Ihre Spüle.