Hatırladığım kadarıyla, o onu söylemedi.
- As far as I remember, he didn't say that.
Bildiğim kadarıyla, o gelmeyecek.
- As far as I know, he won't come.
Bildiğim kadarıyla böyle bir sözcük yok.
- So far as I know, there is no such word.
O, bildiğim kadarıyla, güvenilir bir arkadaştır.
- He is, so far as I know, a reliable friend.
Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
- Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
Varoluşumuzu olabildiğince kabul etmeliyiz.
- We must accept our existence as far as possible.
insofar as (or that), to the extent that, to such an extent.
Anladığım kadarıyla, öylesine bir plan imkansızdır.
- As far as my experience goes, such a plan is impossible.
Biz 6 kilometre kadar yürüdük.
- We walked as far as 6 kilometers.
So far as I know, he is not lazy.
- Soweit ich weiß, ist er kein Faulpelz.
So far as I know, she is still unmarried.
- Soweit ich weiß, ist sie noch ledig.