Hatırladığım kadarıyla, o onu söylemedi.
- As far as I remember, he didn't say that.
Bildiğim kadarıyla, söylenti doğru değildir.
- The rumor is not true as far as I know.
O, bildiğim kadarıyla, güvenilir bir arkadaştır.
- He is, so far as I know, a reliable friend.
Bildiği kadarıyla işler yolunda gidiyordu.
- So far as he was concerned, things were going well.
Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
- Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
Çin'e gidersem, bu mümkün olduğu kadar çok Çince konuşmak amacıyla olurdu.
- If I go to China, it would be for the purpose of speaking Chinese as much as possible.
Onları ziyaret etmeden önce, kültürleri hakkında mümkün olduğu kadar çok bilgi sahibi olduk.
- We learned as much as possible about their culture before visiting them.
Ben elimden geldiği kadar yardımcı olacağım.
- I will help as much as I can.
Haber onu, beni şaşırttığı kadar, çok şaşırttı.
- The news surprised him as much as it did me.
Varoluşumuzu olabildiğince kabul etmeliyiz.
- We must accept our existence as far as possible.
O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.
- He earns three times as much as I do.
Tom onun senin satmaya çalıştığın o zımbırtıya 300 dolar kadar çok harcamaya istekli olduğunu söylüyor.
- Tom says he's willing to spend as much as $300 on that gizmo you're trying to sell.
insofar as (or that), to the extent that, to such an extent.
Anladığım kadarıyla, öylesine bir plan imkansızdır.
- As far as my experience goes, such a plan is impossible.
Biz 6 kilometre kadar yürüdük.
- We walked as far as 6 kilometers.