Tom ve Mary birkaç dakika önce mutfakta sessizce konuşuyorlardı.
- Tom and Mary were talking quietly in the kitchen a few minutes ago.
O bizi duymasın diye sessizce konuşun.
- Speak quietly lest she should hear us.
Hava yumuşak ve toprak nemli.
- The air is soft, the soil moist.
Onun sesi yumuşak ve güzeldi.
- Her voice was soft and beautiful.
Tom yavaşça kapı kolunu çevirdi ve sessizce odaya girdi.
- Tom slowly turned the doorknob and entered the room quietly.
Tom mikrofona yavaşça konuştu.
- Tom spoke quietly into the microphone.
O yumuşaklık hissi veriyor.
- It is soft to the touch.