sorrow, remorse, anguish

listen to the pronunciation of sorrow, remorse, anguish
Englisch - Türkisch

Definition von sorrow, remorse, anguish im Englisch Türkisch wörterbuch

regret
pişman olmak

Bende geriye bakmak ve yaptıklarım için pişman olmak eğilimi yoktur. - I don't tend to look back and regret what I've done.

Herhangi bir şeyden pişman olmak istemiyorum. - I don't want to regret anything.

regret
pişmanlık

Tom, Mary'yi John'a tanıştırdığından pişmanlık duyuyor. - Tom regrets having introduced Mary to John.

Tom gece geç saatlerde verdiği karardan pişmanlık duyuyor. - Tom regrets the decision he made late last night.

regret
{i} üzüntü

O ciddi bir hata üzerinde üzüntüsünü gösterdi - She showed her regret over the serious mistake.

Annesinin kaybı ona üzüntü ve pişmanlık getirdi. - The loss of his mother brought him sorrow and regret.

regret
{i} esef
regret
{f} üzülmek
regret
-e hayıflanmak
regret
-e yerinmek
regret
esefle karşılamak
regret
{i} teessüf
regret
aramak
regret
suçluluk duymak
regret
{f} özlemini çekmek
regret
{f} gözünde tütmek
regret
{f} pişmanlık duymak: She regrets having sold her home. Evini sattığına pişman
regret
{f} esef etmek
regret
{f} -e üzülmek, -e hayıflanmak, -e yerinmek
regret
(isim) teessüf, üzüntü, pişmanlık, vicdan azabı, esef
Englisch - Englisch
{i} regret
sorrow, remorse, anguish
Favoriten