sorgulanmak

listen to the pronunciation of sorgulanmak
Türkisch - Englisch
to be interrogated, be grilled, be cross-examined
sorgula
{f} question

I would never question his honesty. - Onun dürüstlüğünü asla sorgulamadım.

The police questioned him closely. - Polisler onu yakından sorguladı.

sorgula
(Bilgisayar) submit query
sorgula
interrogate

You weren't interrogated today, right? - Bugün sorgulanmadın, değil mi?

Right after my arrest I was interrogated several times. - Tutuklanmamdan hemen sonra birkaç kez sorgulandım.

sorgula
{f} query
sorgula
{f} questioned

The detective questioned literally thousands of people about the incident. - Dedektif olay hakkında binlerce insanı tam olarak sorguladı.

The police questioned him closely. - Polisler onu yakından sorguladı.

sorgula
{f} questioning

When the police stopped him for questioning, Tom tried to make a run for it. - Polis onu sorgulamak için durdurduğunda Tom kaçmaya çalıştı.

Such questioning is routine police business. - Böylesine sorgulama rutin polis işidir.

sorgula
{f} cross question
sorgula
{f} quiz
sorgulanma
query
Türkisch - Türkisch
Sorgulamak işine konu olmak veya sorgulamak işi yapılmak
sorgulanma
Sorgulanmak işi
sorgulanmak
Favoriten