He finally became the president of IBM.
- O, sonunda IBM'in başkanı oldu.
Because of hunger and fatigue, the dog finally died.
- Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
I finally got through the test.
- Sonunda testi geçtim.
The storm eventually blew through.
- Fırtına sonunda dindi.
Tom eventually figured out how to install a free database application on his computer.
- Tom sonunda kendi bilgisayarına ücretsiz bir veritabanı uygulamasını yüklemeyi anladı.
I always thought that Tom and Mary would eventually get married.
- Her zaman Tom ve Mary'nin sonunda evleneceklerini düşündüm.
You're asking what I'll do in the last hours before the end of the world. I'll probably take out the garbage and clean up the apartment, and you could come and help me with it.
- Dünyanın sonundan önce son saatlerde ne yapacağımı soruyorsun. Muhtemelen çöpü çıkaracağım ve daireyi temizleyeceğim ve bu konuda yardım etmek için gelebilirsin.
She left for Paris at the end of last month.
- O geçen ayın sonunda Paris'e gitti.
Ken is going to the United States at the end of July.
- Ken, temmuz ayının sonunda Amerika Birleşik Devletleri'ne gidiyor.
At length, he began to cry.
- Sonunda ağlamaya başladı.
At length, I found his house.
- Sonunda evini buldum.
In the end, we ended up eating at that shabby restaurant.
- Sonunda, biz, o eski püskü lokantada yemek yemeyi sona erdirdik.
In the end she chose another kitten.
- Sonunda diğer kedi yavrusunu seçti.
Are you over your cold yet?
- Sonunda soğuk algınlığın bitti mi?
He is yet to know the truth.
- Sonunda gerçeği öğrenecek.
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
With hunger and fatigue, the dog died at last.
- Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
With hunger and fatigue, the dog died at last.
- Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
After all, nothing remains forever.
- Sonunda hiçbir şey sonsuza kadar kalmaz.
Tom was right after all.
- Sonunda Tom haklıydı.
Who will ultimately decide?
- Eninde sonunda kim karar verecek?
Tom eventually figured out how to install a free database application on his computer.
- Tom sonunda kendi bilgisayarına ücretsiz bir veritabanı uygulamasını yüklemeyi anladı.
Tom will eventually need an operation.
- Tom'un sonunda bir ameliyata ihtiyacı olacak.
Ken is going to the United States at the end of July.
- Ken, temmuz ayının sonunda Amerika Birleşik Devletleri'ne gidiyor.
The drugstore is at the end of this road.
- Eczane yolun sonunda.
The lioness finally gave chase to the gazelle.
- Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı.
We finally decided to give him over to the police.
- Sonunda onu polise teslim etmeye karar verdik.
I finally found my way out of the confusing maze.
- En sonunda kafa karıştıran labirentten dışarı çıkabildim.
Tom and Mary were finally alone.
- Tom ve Mary en sonunda yalnız kalmışlardı.
At last, he realized his error.
- En sonunda hatasını anladı.
The snow-flakes seemed larger and larger, at last they looked like great white fowls.
- Kar taneleri, en sonunda büyük beyaz kuşlara benzeyene kadar büyüdü de büyüdü.
Who will ultimately decide?
- Eninde sonunda kim karar verecek?
Tom nihayet eşcinsel olduğunu itiraf ettiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
- Tom sonunda kabullenmeye karar verdiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
Nihayet doktorun sekreteri Tom'un adını seslendi.
- Sonunda doktorun sekreteri Tom'un ismini çağırdı.