You must carry the task through to the end.
- Sonuna kadar görevi taşımalısın.
Never give up till the very end.
- Tam sonuna kadar vazgeçme.
Whatever happens, I'll stick to my principles to the bitter end.
- Ne olursa olsun sonuna kadar ilkelerime bağlı kalacağım.
Laugh as much as you like; I'll stick to my plan to the bitter end.
- İstediğin kadar gül; ben sonuna kadar planıma sadık kalacağım.
The boss told his secretary to come up with a good idea by the end of the week.
- Patron sekreterine hafta sonuna kadar iyi bir fikirle gelmesini söyledi.
Please turn in the report by the end of the month.
- Lütfen ayın sonuna kadar raporu teslim edin.
The war would be fought to the end.
- Sonuna kadar mücadeleye devam edilecekti.
We disputed the victory to the end.
- Zaferi sonuna kadar tartıştık.
The front door was wide open.
- Ön kapı sonuna kadar açıktı.
The door was wide open.
- Kapı sonuna kadar açıktı.
In all cases, love is perseverance.
- Her durumda, sevgi sonuna kadar direnmedir.