something won (especially money)

listen to the pronunciation of something won (especially money)
Englisch - Türkisch

Definition von something won (especially money) im Englisch Türkisch wörterbuch

win
{i} galibiyet

Eder galibiyet golünü attı. - Eder scored the winning goal.

Tom galibiyet golünü attı. - Tom scored the winning goal.

win
{i} zafer

İngiliz kuvvetleri bu sırada zaferler kazanıyorlardı. - British forces at this time were winning victories.

Tom zaferi şarapla kutluyor. - Tom was celebrating the victory with wine.

win
{i} kazanma

Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu. - To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.

Bir ödül kazanmak için yeterince yükseğe zıplamadı. - He didn't jump high enough to win a prize.

win
{i} başarı

Her kazanan sonunda başarısız olur. - Every win fails eventually.

Her zaman başarılı olamazsın. - You win some, you lose some.

win
{f} kazanmak; (yarışma veya başka bir uğraşı sonucunda) elde etmek: Who won the contest? Yarışmayı kim kazandı? Utku's won the
win
isabet etmek
win
kazamak
win
ulaşmayı başarmak
win
{f} kazan

Sıra beyazda ve kazandı. - White to play and win.

Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu. - To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.

win
yengi
win
{f} galip gelmek
win
{f} kazanmak

Kazanmak önemli olan tek şey değildir. - Winning isn't the only thing that matters.

Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu. - To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.

profits
kazançlar

Firma ihracattan büyük kazançlar elde etti. - The firm has made large profits from exports.

Kazançlar çok yüksekti. - The profits were very high.

win
win by a head yarışta bir at
win
{f} (won, --ning)
win
birinci gelmek
win
birinci gelme
win
gayesine erişmek
win
{f} ikna etmek
Englisch - Englisch
win
profits
winnings
something won (especially money)
Favoriten