Utanç verici bir olaydı.
- It was an embarrassing episode.
O, ilginç bir fıkra ile bizi eğlendirdi.
- She entertained us with an interesting episode.
Dünkü bölümü gördün mü?
- Did you see yesterday's episode?
Ama cidden, ben gülerken bölüm 21 neredeyse beni ağlatıyordu.
- Seriously though, episode 21 made me almost cry while laughing.