Sami bir bok yığınından ibaretti.
- Sami was just a bunch of crap.
Senin bok inatçılığın insanları hasta ediyor.
- Your crap stubbornness makes people sick.
Pislik! Onun tuzağına düştüm!
- Crap! I fell for his trap!
Bütün bu saçmalık da ne?
- What's all this crap?
Her şeyin yüzde doksanı saçmalık.
- Ninety percent of everything is crap.
Şu zırvayı keser misin? Oyun ve eğlence için havamda değilim.
- Would you cut that crap out? I'm not in the mood for fun and games.
The college student boasted of completing a 10,000-word essay on Shakespeare, but the professor judged it as utter crap.