O, şiiri ezberlemede güçlük çekmedi.
- She had no difficulty in learning the poem by heart.
Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
- I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.
- I had great difficulty in finding my ticket at the station.
Planı gerçekleştirmede biraz zorlukla karşılaşacaksınız.
- You'll find some difficulty carrying out the plan.
Ben bu sorunu güçlükle çözdüm.
- I solved this problem with difficulty.
Sorunu çözmede zorluk çektim.
- I had difficulty working out the problem.
Herhangi bir sıkıntı içinde misin?
- Are you in any difficulty?
Eğer herhangi bir sıkıntın olursa, benden yardım iste.
- If you have any difficulty, ask me for help.