O, şişeyi başaşağı çevirdi ve salladı fakat bal hâlâ akmıyordu.
- He turned the bottle upside down and shook it, but still the honey wouldn't come out.
Balla sirkeyle yakaladığından daha çok sinek yakalarsın.
- You catch more flies with honey than you do with vinegar.
Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
- Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
Canım, saat 11.00'de iş için beni uyandırmayı unutma.
- Honey, don't forget to wake me up for work at 11 o'clock.
Yatağa geri dön tatlım.
- Come back to bed, Honey.
Üzgünüm tatlım, hala ofiste çakılıp kaldım.
- Sorry honey, I'm still stuck at the office.
Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
- Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
Uykulu musun, sevgilim?
- Are you sleepy, honey?
Ne kadar balımız var?
- How much honey do we have?
Balım, açıklayabilirim.
- Honey, I can explain.
O my love, my wife! / Death, that hath suck'd the honey of thy breath / Hath had no power yet upon thy beauty.