Onlar yukarıdaki katta yaşıyor.
- They live on the floor above.
Yukarıda verilen örneğe bak.
- See the example given above.
Affedersiniz; yukarıdaki makalede üç hata göstermeme izin verin.
- Excuse me; allow me to point out three errors in the above article.
Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
- The clouds above moved fast.
Bir buzdağının su altındaki parçası su üstündeki parçasından çok daha büyüktür.
- The part of an iceberg under the water is much larger than that above the water.
Bir asırdan fazla bir süre önce, Rusya'daki Tunguska Nehri vadisinin üzerindeki gökyüzünde bir kuyrukluyıldız veya bir göktaşı patladı. Patlamada yüzlerce mildeki milyonlarca ağaç yıkıldı.
- More than a century ago, a comet or a meteor exploded in the sky above the Tunguska River valley in Russia. The explosion knocked down millions of trees over hundreds of miles.
Beş rubleden fazla ödeme yapmayınız.
- Don't go above five rubles.
O, onura her şeyden daha çok değer verir.
- He values honor above anything else.
İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
- Angels watch from above as men fight amongst themselves.
O kesinlikle kırkın yukarısındadır.
- She is certainly above forty.
Her şeyden önce, birbirinize yardım etmelisiniz.
- Above all, you must help each other.
Her şeyden önce sağlıklı olmak istiyorum.
- Above all, I want to be healthy.
Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.
- You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.
Ben, 300 doların üzerindeki bir kamerayı maddi olarak karşılayamam.
- I cannot afford a camera above 300 dollars.