Para gerçekten ödenildi mi?
- Was the money actually paid?
Tom gerçekten bir hayalet gördüğünü söylüyor.
- Tom says he has actually seen a ghost.
Tom'un söylediği gerçekten doğru.
- What Tom said is actually true.
Seninle benim aramdaki fark benim aslında doğru olanı yapmaya çalışmakla ilgileniyorum olmam.
- The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do what is right.
Ve aslında bu projenin herkese ihtiyacı var.
- And actually, this project needs everyone.
İster inanın ister inanmayın, ben aslında resim çizebilirim.
- Believe it or not, I can actually draw.