someone who sees an event and reports what happened

listen to the pronunciation of someone who sees an event and reports what happened
Englisch - Türkisch

Definition von someone who sees an event and reports what happened im Englisch Türkisch wörterbuch

informant
{i} muhbir

Polis bir muhbirden bir ipucu aldı. - The police got a tip from an informant.

Tom bir FBI muhbiridir. - Tom is an FBI informant.

witness
{f} tanık olmak
informant
malumat veren kimse
witness
şahadet etmek
informant
haber/bilgi veren kimse
witness
kanıtlamak
witness
{i} tanık

O, ışığa sadece bir tanık gibi geldi. - He came only as a witness to the light.

O cinayete tanıklık etti. - He witnessed the murder.

witness
{i} şahit

Onu şahit gösteremeyiz. - We can't produce him as a witness.

Yakındaki bir okulda birçok çocuk uçak kazasına şahit oldu. - Many children at a nearby school witnessed the plane crash.

informant
{i} haber kaynağı
informant
(Askeri) MUHBİR: Bilerek veya bilmeyerek bir ajan, gizli örgüt veya polise bilgi sağlayan şahıs
informant
bilgi veren kimse,haber veren
informant
{i} ihbarcı
informant
{i} bilgi veren kimse
informant
{i} ispiyoncu

İspiyoncu hakkında herhangi bir bilgi ifşa edemem. - I cannot disclose any information about the informant.

witness
{f} şahitlik etmek
witness
(isim) şahit, tanık, tanıklık
witness
i. tanık, şahit. f
witness
tanıt
witness
{f} kabul etmek
Englisch - Englisch
informant
witnesser
witness
someone who sees an event and reports what happened

    Silbentrennung

    some·one who sees an e·vent and reports what happened

    Türkische aussprache

    sʌmwʌn hu siz ın ivent ınd ripôrts hwʌt häpınd

    Aussprache

    /ˈsəmˌwən ˈho͞o ˈsēz ən ēˈvent ənd rēˈpôrts ˈhwət ˈhapənd/ /ˈsʌmˌwʌn ˈhuː ˈsiːz ən iːˈvɛnt ənd riːˈpɔːrts ˈhwʌt ˈhæpənd/
Favoriten