Bir ara bir içki için buluşmalıyız.
- We must get together for a drink some time.
Bir ara seni kurtarayım.
- Let me save you some time.
Aşk, harika bir duygu, herkese hayatında günün birinde gelir.
- Love, which is a wonderful feeling, comes to everyone at some time in their life.
Yeni bir cümle, şişe içindeki bir mektup gibidir: günün birinde çevrilecektir.
- A new sentence is like a letter in a bottle: it will be translated some time.
Onu bir süre önce buldum.
- I found it some time ago.
Ben bir süre önce bu şarkıyı dinledim.
- I have heard of this song some time ago.
Bazen büyükanneler, KGB'den daha tehlikelidir.
- Sometimes, Grandma is more dangerous than the KGB.
O bazen işe arabayla gider.
- Sometimes she drives to work.
Bir müddet yürüyerek göle geldik.
- Having walked for some time, we came to the lake.
Bunu birgün yapacağım.
- I'm going to do that sometime.
Tom bunu birgün yapmalı.
- Tom should do that sometime.
Peter bir süre için yeni bir daire bulmak için çalışıyor.
- Peter has been trying to find a new apartment for some time.
Ben bir süre için izin istedim.
- I asked for some time off.
Ben, bir ara evinize uğramak istiyorum.
- I'd like to come around to your house sometime.
Bir ara bana yaz tamam mı?
- Write me sometime, OK?
Japonya'da hala bazen birinin abaküs kullandığını görüyoruz, ancak eskisi kadar sık değil.
- In Japan, we still sometimes see someone use an abacus, but not as often as we used to.
Bazen Tom eski dostlarıyla görüşmeye geliyordu.
- Sometimes Tom came to meet his old friends.
Annesi ve kız kardeşi genç işçiyi ziyaret etmek için geldi, ve bazen onunla birlikte bir gün geçirdiler.
- Her mother and her sister came to visit the young worker, and sometimes they spent a day with her.
Bir gün oraya gitmeliyim.
- I should go there sometime.
Günün birinde seni tekrar görmek isterim.
- I would like to see you again sometime.
Günün birinde buluşmalıyız.
- We should get together sometime.
Yakın bir zamanda Paris'te bizi ziyaret etmeye gel.
- Come and visit us in Paris sometime soon.
Gelecek hafta erken bir zamanda bir toplantı planlayalım.
- Let's schedule a meeting sometime early next week.
I'll see you at the pub sometime this evening.
Don't forget to remind him about the schedules because he is sometimes forgetful.
- He is forgetful sometimes so never forget to remind him about the schedules.
A captain sometimes goes to Davy Jones's locker with his ship.
- A captain sometimes goes to Davy Jones' locker with his ship.
my sometime friend and mentor.
... When I ruptured my Achilles two years ago, I had some time ...
... And it will take some time before it becomes the ...