Tom problemin çözümünde hiçbir zorluk çekmedi.
- Tom had no difficulty in solving the problem.
Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
- He had no difficulty in solving the problem.
Problemi çözmeye çalış.
- Try solving the problem.
Problemi çözmeyi denedi.
- He tried solving the problem.
Takeo matematik problemlerini çözmeye dalmış.
- Takeo is engrossed in solving mathematical problems.
Onu çözmek için kendi tarzım var.
- I have my own way of solving it.
Ben sorunu halletmeye çalıştım.
- I tried solving the problem.
Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.
- Dick tried to solve the problem, in vain.
John sorunu çözmek için boşuna uğraştı.
- John tried in vain to solve the problem.
Bu sorunu halletmek zor.
- It is difficult to solve this problem.
Bir şeyi halletmek için en iyi metot bazen en basitidir.
- The best way to solve a problem is sometimes the simplest.
Çözmesi zor bir problemdi.
- It was a difficult problem to solve.
Bilmeceyi çözmeye çalışmanın faydası yok.
- It is no use trying to solve the riddle.
Bu benim çözemeyeceğim kadar çok zor bir problem.
- This is too hard a problem for me to solve.
Bu benim problemi nasıl çözdüğümdür.
- This is how I solved the problem.
Çoğu problem gibi bu da sonunda çözülür, sanırım.
- Like most problems, this will eventually be solved, I think.
Eğer kendi kendine yetmeyi vergiye tâbi yapmış olsalar, tüm ekonomik sorunlar çözülürdü.
- All economic problems would be solved, if they made complacency taxable.
... problem-solving critical thinking ...
... way of solving most social problems. But it's not just nerd fights. Copyfighters get really ...