solitude, loneliness, retirement

listen to the pronunciation of solitude, loneliness, retirement
Englisch - Türkisch

Definition von solitude, loneliness, retirement im Englisch Türkisch wörterbuch

solitary
{s} yalnız

O yalnız yürümekten hoşlanır. - He likes to take a solitary walk.

O yalnız bir hayat sürdü. - She led a solitary life.

solitary
{s} ıssız
solitary
{s} tek bir: Can you give me a solitary example? Tek bir örnek verebilir misin?
solitary
(Tıp) kemiğin soliter miyelomu
solitary
tek bir
solitary
ücra
solitary
kendi başına
solitary
arkadaşsız
solitary
yalnız yaşayan

Yerdomuzları yalnız yaşayan hayvanlardır. - Aardvarks are solitary animals.

solitary
Terk edilmiş
solitary
{s} bir tek
solitary
solitary confinement hücre hapsi
solitary
tenha
solitary
{s} münzevi
solitary
{s} kimsesiz
solitary
(sıfat) kimsesiz, ıssız, yalnız, tek, yalnız yaşayan, bir tek, münzevi
Englisch - Englisch
{n} solitary
{n} solitariness
solitude, loneliness, retirement
Favoriten