O, yalnız başına yürüyüşe çıkmayı sever.
- She likes to go for solitary walks.
O yalnız yürümekten hoşlanır.
- He likes to take a solitary walk.
Yerdomuzları yalnız yaşayan hayvanlardır.
- Aardvarks are solitary animals.
O, İskoçya'nın uzak bir bölgesinde tek başına bir hayat sürüyor.
- She leads a solitary life in a remote area of Scotland.
The solitariness of the event made it even more notable.