sokul

listen to the pronunciation of sokul
Türkisch - Englisch
{f} snuggling
edge in
snuggle

Mary snuggled up to Tom and put her arms around his neck. - Mary Tom'a sokuldu ve kollarını onun boynuna attı.

I just want to snuggle. - Sadece sokulmak istiyorum.

sok
plugin
sok
{f} sting

I got a nasty sting from a wasp. - Bir yaban arısı beni soktu.

Where did the bee sting you? - Arı sizi nerede soktu?

sok
stung

I got stung by a bee. - Bir arı tarafından sokuldum.

Have you ever been stung by a scorpion? - Sen hiç bir akrep tarafından sokuldun mu?

sok
plug in
sok
{f} stinging

Why do bees die after stinging? - Arılar neden soktuktan sonra ölürler?

Sok
(abbr. for sokak, sokağı) St. (street)
sok
insert

Tom inserted the key into the lock. - Tom anahtarı kilide soktu.

Do I have to insert coins first? - Ben önce parayı sokmak zorunda mıyım?

Dänisch - Türkisch

Definition von sokul im Dänisch Türkisch wörterbuch

sok
kısa çorap
sok
soket çorap
Polnisch - Türkisch

Definition von sokul im Polnisch Türkisch wörterbuch

sok
meyve suyu
sokul
Favoriten