soil, stain, sully; become soiled or dirty

listen to the pronunciation of soil, stain, sully; become soiled or dirty
Englisch - Türkisch

Definition von soil, stain, sully; become soiled or dirty im Englisch Türkisch wörterbuch

dirty
{s} kirli

Yer partiden kalanlar yüzünden dağınıktı: Yırtık gürültüyapıcılar, kırışık parti şapkaları, ve kirli Power Ranger tabakları. - The floor was strewn with party favors: torn noisemakers, crumpled party hats, and dirty Power Ranger plates.

Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu. - The suitcase contained nothing but dirty clothes.

dirty
pis

Bu pis bir iş, onunla ilgilenmek istemiyorum. - This is a dirty job, I don't want to deal with it.

O pis ellerini benden uzak tut! - Keep your dirty hands off me!

dirty
{f} kirlenmek

Tom kirlenmekten korkmuyor. - Tom isn't afraid to get dirty.

dirty
{s} edepsiz

Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları anlatmam. - I know some dirty jokes, but I don't tell them.

Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları asla anlatmam. - I know some dirty jokes, but I never tell them.

dirty
{s} aşağılık
dirty
çepel
dirty
(hava) bozuk
dirty
alçakça
dirty
iğrenç

Çocuklara bile iğrenç fıkralar anlatır. - He tells dirty jokes even to children.

Tom'un ayakkabıları iğrenç. - Tom's shoes are dirty.

dirty
(Tekstil) 1. pis, kirli 2. pisletmek, kirletmek
dirty
(sıfat) pis, kirli; açık saçık, rezil, aşağılık, iğrenç, ahlaksız, edepsiz, terbiyesiz, müstehcen; muzur, bozuk; fırtınalı
dirty
{s} fırtınalı
dirty
{s} iğrenç, çirkin
dirty
(fiil) kirletmek, pisletmek, lekelemek, kirlenmek, pislenmek; bulaştırmak
dirty
bozuk fazla miktarda radyoaktif zerreler yayan
dirty
{f} bulaştırmak
dirty
argo yanında esrar bulunan
dirty
murdar
Englisch - Englisch
{f} dirty
soil, stain, sully; become soiled or dirty
Favoriten