sogut

listen to the pronunciation of sogut
Türkisch - Englisch

Definition von sogut im Türkisch Englisch wörterbuch

söğüt
willow

How restful it is to sleep under the shadow of a willow in an Anatolian village in summertime. - Bir Anadolu köyünde yazın söğüt gölgesinin altında uyumak ne kadar huzur vericidir.

The wind blows in the willows. - Rüzgar söğütlere eser.

söğüt
salix
söğüt ağacı
Willow tree
söğüt dalı
withy
söğüt kelebeği
(Tabiat Doğa) (kelebek) mourning cloak, camberwell beauty
söğüt serçesi
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: serçegiller,asafir) [syn.: söğüt serçesi, bataklık serçesi] Spanish sparrow
söğüt yaprağı
1. willow leaf. 2. stiletto
söğüt çiçeği
catkin
söğüt ötleğeni
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: ötleğenkuşugiller,çalıbülbülügiller) willow warbler
bir tür söğüt
lamb's tails
bodur söğüt
withy
bodur söğüt
sallow
bodur söğüt ağacı
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: söğütgiller,safsafiye) least willow, dwarf willow
dağ söğüt ötleğeni
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: ötleğenkuşugiller,çalıbülbülügiller) [syn.: dağ söğüt ötleğeni, dağ ötleğeni] Bonelli's warbler
gevrek söğüt
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: söğütgiller,safsafiye) crack willow
keçi söğüt
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: söğütgiller,safsafiye) goat willow, great sallow, pussy willow
kızıl söğüt
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: söğütgiller,safsafiye) [syn.: kızıl söğüt, tavulga] red willow
Türkisch - Türkisch

Definition von sogut im Türkisch Türkisch wörterbuch

söğüt
Söğütgillerden, akarsu kenarlarında yetişen, yaprakları almaşık ve alt yüzleri havla örtülü büyük bir ağaç (Salix)
söğüt
Söğütgillerden, akarsu kenarlarında yetişen, yaprakları almaşık ve alt yüzleri havla örtülü büyük bir ağaç (Salix). Aksöğüt (Salix alba). Salkım söğüt (Salix babylonica). Keçi söğüdü (Salix caprea). Bozsöğüt (Salix cinerea)
söğüt
Afyon ilinde bir dağ
söğüt
Afyonkarahisar ilinde bir dağ
Söğüt
bid
salkım söğüt
Dalları ve yaprakları yere sarkan bir çeşit söğüt (Salix babylonica)
sogut
Favoriten