so viel

listen to the pronunciation of so viel
Deutsch - Türkisch
bu kadar çok
bir o kadar
soviel
(Gramer) -diği kadar; -diğine göre
soviel
şu kadar
soviel
bu kadar
Englisch - Türkisch

Definition von so viel im Englisch Türkisch wörterbuch

so much
o kadar

Para için o kadar çok kaygılanma. - Don't worry about money so much.

O kadar çok televizyon izlemeseydi, çalışmak için daha fazla zamanı olurdu. - If he did not watch so much television, he would have more time for study.

this much
bunca
so much
çok

Sizi çok güldürecek ne oldu? - What happened to make you laugh so much?

Diğerlerine çok fazla bağımlı olmamalısın. - You must not depend so much on others.

so much
o kadar çok

O kadar çok sigara içmemeni tercih ederim. - I'd rather you didn't smoke so much.

O kadar çok sigara içmesen iyi olur. - You had better not smoke so much.

that much
şu kadar
this much
bu kadar

Benim yerim genellikle bu kadar karmaşa değil. - My place isn't usually this much of a mess.

Şimdiye kadar ilk kez bu kadar hapşırdım. - This is the first time I've ever sneezed this much.

so much
bu kadar

Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever. - See how Lenny can swallow an entire hot dog without chewing or choking? That's why upper management loves him so much.

Bu kadar gürültü yapmayın. - Don't make so much noise.

this much
bu kadar çok

Bu kadar çok yiyeceğe gerçekten ihtiyacımız var mı? - Do we really need this much food?

Daha önce aynı anda bu kadar çok para görmedim. - I've never seen this much money at once before.

thus much
bu kadar
Deutsch - Englisch
so much
thus much
this much

We've never before had this much snow. - Noch niemals vorher gab es so viel Schnee.

With this much money, I could buy a very decent used car. - Mit so viel Geld könnte ich einen sehr ordentlichen Gebrauchtwagen kaufen.

that much
soviel
as much

You can eat as much as you want. - Du kannst essen, soviel du willst.

Tom seems to have a lot of fun trying to cause as much trouble as he can. - Es scheint Tom eine Menge Spaß zu machen, soviel Unruhe zu stiften, wie er nur kann.