Çok yakında vazgeçiyor musun?
- Are you giving up so soon?
Güllerin çok yakında çiçek açacağını sanmıyorum.
- I don't think the roses will bloom so soon.
O zaten varmış olmalı.
- He should have arrived already.
Ben zaten iki saattir buradayım.
- I've already been here two hours.
Halihazırda daha iyi hissediyorum.
- I already feel much better.
Ben istasyona vardığımda, tren çoktan hareket etmişti.
- The train had already started when I got to the station.
Tuhaf değil mi? Biz çoktan varmış olmalıydık.
- Odd, isn't it? We should have already arrived.
Tim'i bulamıyorum, o önceden gitti mi?
- I can't find Tim. Has he gone already?
Önceden akşam yemeğini yedin mi?
- Have you eaten your dinner already?
Annesi işten eve zaten dönmüştü ve hazırlanmış akşam yemeğini yedi.
- His mother was already home from work and had supper prepared.
Zaten işte olman gerekmiyor mu?
- Shouldn't you be at work already?
Daha önce öğle yemeği yedim.
- I have already eaten lunch.
Tom o sınıfa daha önce kaydoldu.
- Tom has already signed up for that class.
Tom sadece birkaç gün önce bir kamera aldı fakat çoktan kaybetti bile.
- Tom bought a camera just a couple of days ago, but he's already lost it.
Ben zaten biletimi aldım.
- I've already bought my ticket.
Kısa eteklerin modası şimdiden bitti.
- Short skirts have already gone out of fashion.
Oğlum şimdiden yüze kadar sayabiliyor.
- My son can already count to one hundred.
Tom neden onu halen yapmadı?
- Why hasn't Tom already done that?
Kaç yaşındasın? Ben halen 17 yaşındayım.
- How old are you? I'm already 17 years old.
... do seize the chance and we'll know soon enough ...
... And soon after, we launched our music store, deals from ...