Bildiğim kadarıyla böyle bir sözcük yok.
- So far as I know, there is no such word.
Bildiğim kadarıyla, o hâlâ bekâr.
- So far as I know, she is still unmarried.
Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık.
- We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic.
İşitebilmek için önde oturdu.
- He sat in the front so as to be able to hear.
insofar as (or that), to the extent that, to such an extent.