Evimin önünde ufak bir bahçe var.
- There is a small garden in front of my house.
Kazanmak için ufak bir şansımız var.
- We have small chance to win.
Hollanda küçük bir ülkedir.
- The Netherlands is a small country.
Hollanda küçük bir ülkedir.
- Holland is a small country.
Onun çiçek hastalığının zayıf evresini geçirdiğini söylediler.
- They said he had a weak form of smallpox.
Kim onun o kadar zayıf ve küçük olabileceğini düşünürdü?
- Who would have thought that she could be so thin and small?
Moncalvo çok küçük bir İtalyan şehridir.
- Moncalvo is the smallest Italian city.
Önemsiz şeyleri dert etme.
- Don't make such a big deal out of small things.
Daha küçük ölçün var mı?
- Have you got smaller size?
Maskeler sarı kum tozunu,polenlerden dahada küçük,ne kadar iyi engelleyebilir?Sanırım o polenden oldukça daha fazla bir baş belasıdır.
- Just how well can masks block the, even smaller than pollen, yellow sand dust? I think it much more of a nuisance than pollen.
Bizim küçük bir arka bahçemiz var.
- We have a small backyard.
Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var.
- There's one small cat hiding behind the car.
Ne kazandığın patronun maaşı ile karşılaştırıldığında ufak tefek şey.
- What you make is small potatoes compared to the boss's salary.
Az miktarda para ödenirdi.
- He would be paid a small amount of money.
Krem şantiye az miktarda brendi ekledi.
- A small amount of brandy is added to the whipped cream.
Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
- Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
Biraz daha küçük olanı var mı?
- Do you have one a little smaller?
Daha küçük ölçün var mı?
- Have you got smaller size?
Avustralya dünyadaki en küçük kıtadır.
- The smallest continent is Australia.
O, şu ana kadar karşılaştığım bir adamın en küçük fikirlerine birçok kelimeyi sıkıştırabilir.
- He can compress the most words into the smallest ideas of any man I ever met.
Remember when the children were small?.
His smallness didn't bother him, except when he needed something off the top shelf.
He's just a petty hooligan, but if he had just a little more initiative, he could be a major criminal leader.
- He's just a small-time thug, but if he had just a little more moxie, he could be a big-time boss.
I have a little money with me.
- I have small change with me.
... But it's a fairly small place. ...
... It's a very small unimportant road. ...