Aslında, ufak bir şikayetim var.
- Actually, I do have one small complaint.
Kazanmak için ufak bir şansımız var.
- We have small chance to win.
Hollanda küçük bir ülkedir.
- The Netherlands is a small country.
Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
- Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
Onun çiçek hastalığının zayıf evresini geçirdiğini söylediler.
- They said he had a weak form of smallpox.
Kim onun o kadar zayıf ve küçük olabileceğini düşünürdü?
- Who would have thought that she could be so thin and small?
Moncalvo çok küçük bir İtalyan şehridir.
- Moncalvo is the smallest Italian city.
Önemsiz şeyleri dert etme.
- Don't make such a big deal out of small things.
Ondan daha küçük herhangi bir şeyin yok mu?
- Don't you have anything smaller than that?
Daha küçük ölçün var mı?
- Have you got smaller size?
Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var.
- There's one small cat hiding behind the car.
Bizim bir bayan arkadaşımız, geçen hafta küçük bir kasabaya bir seyahat yaptı.
- A woman friend of ours took a trip to a small town last week.
Ne kazandığın patronun maaşı ile karşılaştırıldığında ufak tefek şey.
- What you make is small potatoes compared to the boss's salary.
Krem şantiye az miktarda brendi ekledi.
- A small amount of brandy is added to the whipped cream.
Az miktarda para ödenirdi.
- He would be paid a small amount of money.
Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
- Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
Biraz daha küçük olanı var mı?
- Do you have one a little smaller?
Ondan daha küçük herhangi bir şeyin yok mu?
- Don't you have anything smaller than that?
Avustralya dünyadaki en küçük kıtadır.
- Australia is the smallest continent in the world.
Vatikan dünyanın en küçük ülkesidir.
- The Vatican is the smallest country in the world.
Remember when the children were small?.
His smallness didn't bother him, except when he needed something off the top shelf.
As dead flies give perfume a bad smell, so a little folly outweighs wisdom and honor.
- Dead flies cause the ointment of the apothecary to send forth a stinking savour: likewise a small act of folly unto him that is esteemed for wisdom and honour.
I have a little money with me.
- I have small change with me.
... Just to walk into one of these small villages and look at the ...
... We couldn't get much bigger than a small cat. ...