small, moderate in size

listen to the pronunciation of small, moderate in size
Englisch - Türkisch

Definition von small, moderate in size im Englisch Türkisch wörterbuch

modest
gösterişsiz

Çok gösterişsiz giyinmişti. - He dressed very modestly.

modest
{s} alçakgönüllü

Onun alçakgönüllülüğü saygı duymaya değer.. - His modesty is worth respecting.

En iyi olduğunuzda alçakgönüllü olmak zordur. - It's hard to be modest when you're the best.

modest
{s} mütevazi

Keşke kızım daha mütevazi elbise giyse. - I wish my daughter would dress more modestly.

Mütevazi olduğunu mu düşünüyorsun? - Do you think you're modest?

modest
tevazu
modest
tutarlı
modest
mazlum
modest
yalın
modest
sade

Tom sadece mütevazi oluyor. - Tom is just being modest.

Belki de Tom sadece mütevazi davranıyor. - Maybe Tom is just being modest.

modest
makul

Geçen yıl fiyatlarda makul bir artış vardı. - There was a modest rise in prices last year.

modest
{s} alçakgönüllü, mütevazı
modest
modestlytevazu ile
modest
{s} namuslu, iffetli
modest
mutevazı
modest
iffet
modest
{s} namuslu

O kadar namusludur ki banyo yaparken kendi gözlerini bağlar. - She's so modest that she blindfolds herself when taking a bath.

modest
sade/ılımlı/alçakgönüllü
modest
alçak gönüllü

Bay Smith tanıdığım kadarıyla alçak gönüllü bir adamdı. - Mr Smith, as I knew him, was a modest man.

O her zaman çok alçak gönüllülükle giyinir. - She always dresses very modestly.

modest
gösterişsizce
Englisch - Englisch
modest
small, moderate in size
Favoriten