O, vazoyu uyduruk bir biçimde birlikte yapıştırdı.
- He glued the vase together sloppily.
İşleri çok uyduruk bir biçimde yapıyorsun. Lütfen işleri daha dikkatli yap.
- You do things too sloppily. Please do things more carefully.
Özensiz görünmeye çalışmıyorum asla, ama itiraf etmeliyim ki, istemeden yaptığım yazım hatalarıyla adım çıkmıştır.
- I don't ever try to be sloppy. But I have to admit, I'm notorious for making unintentional typos.
Tom özensiz bir ressamdır.
- Tom is a sloppy painter.
Tom'un tekniği yarım yamalaktı.
- Tom's technique was sloppy.
Tom yarım yamalak iş yapar.
- Tom does sloppy work.
O özensiz ve dikkatsiz.
- She's sloppy and careless.