Uzun kolları ve bacakları olan, çok uzun boylu ve ince idi.
- He was very tall and slim, with long arms and legs.
Ben ablam kadar ince değilim.
- I'm not as slim as my older sister.
Genç kızların narin şekiller için arzusu güçlüdür.
- Young girls' desire for slim figures is strong.
Bunu toplantıya kadar yapamayacağıma dair zayıf bir ihtimal var.
- There's a slim chance I won't be able to make it to the meeting.
Bir diyete sıkı sıkıya sarılmadıkça, çok az zayıf kalma şansı vardır.
- There's little chance of keeping slim, unless you stick to a diet.
Doktor Tom'un biraz zayıflamasını istiyor.
- The doctor wants Tom to slim down a little.
O zayıflamanın çeşitli yöntemlerini denedi.
- She has tried various methods of slimming down.
Zayıflamak istiyorsan, bu diyeti izle.
- If you want to be slim, follow this diet.
Zayıflamaya çalışıyorum.
- I'm trying to slim down.
Doktor Tom'un biraz zayıflamasını istiyor.
- The doctor wants Tom to slim down a little.
O zayıflamanın çeşitli yöntemlerini denedi.
- She has tried various methods of slimming down.
Movie stars are usually slim, attractive, and young.
I only smoke slims.
I'm afraid your chances are quite slim.
There's a Slim chance of your boss giving you that raise.
But in a year of slim pickings in the super-coach business -- Cowher and Carroll preferred to wait another day -- there was not much left to choose from.
She bought the jeans because the salesperson said they were slimming and without trying them on.