O bir peri masalından bir çeşit prenses gibi görünüyordu.
- She seemed like some sort of princess from a fairy tale.
Bugün ne çeşit televizyon programları var?
- What sort of television programs are on today?
Tom bir çocuk olarak hayli utangaçtı.
- Tom was sort of shy as a kid.
Biz ne tür bir tehlikedeyiz?
- What sort of danger are we in?
Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız?
- What sort of things do you do on weekends?