Mary, Tom'un sağ yanağına tokat attıktan sonra, sol ayağının üstünde tepindi.
- After slapping Tom's right cheek, Mary stomped on his left foot.
Ben hamlemi yaptığımda, o bana tokat attı ve soğuk bir duş almamı söyledi.
- When I made my move she slapped me and told me to take a cold shower.
Onun yüzüne tokat atmak yerine, ona tükürdü ve aşağılayarak uzaklaştı.
- Instead of slapping him in the face, she spit in it, and walked contemptuously away.
Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi!
- Even so ... she didn't have to slap me!
Mary, Tom'un sağ yanağına tokat attıktan sonra, sol ayağının üstünde tepindi.
- After slapping Tom's right cheek, Mary stomped on his left foot.
Ben hamlemi yaptığımda, o bana tokat attı ve soğuk bir duş almamı söyledi.
- When I made my move she slapped me and told me to take a cold shower.
Tom Mary'nin sırtına şaplak attı.
- Tom slapped Mary on the back.
Tom dizine şaplak attı ve güldü.
- Tom slapped his knee and laughed.
He tossed the file down slap in the middle of the table.
We'd better slap some fresh paint on that wall.
... - ( slaps ) - OOH. WOW. ...
... - ( slaps ) - OH WOW. ...