I need a pencil. Can I use one of yours?
- Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?
Our children are at school; where are yours?
- Bizim çocuklar okulda; sizinkiler nerede?
It’s all yours.
Yours sincerely, Yours faithfully, Yours, Sincerely yours.
Hello, are you Mr Ogawa?
- Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
I don't see your point.
- Siz insanları anlamıyorum.
I'd never borrow anything of yours without asking first.
- Öncelikle sormadan sizin herhangi bir şeyinizi asla ödünç almam.
Tom wouldn't leave without your permission.
- Tom sizin izniniz olmadan gitmedi.
Your opinion seems to be out of date.
- Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor
We're going to get you out of there.
- Sizi oradan çıkaracağız.
None of the money is yours.
- Paranın hiçbiri sizin değil.
That's none of your business.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
I can't afford such a good camera as yours.
- Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
- Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.