siyasetçi

listen to the pronunciation of siyasetçi
Türkisch - Englisch
politician politikacı
person who is adroit at manipulating people or a situation to his own advantage
political scientist
policy-maker
siyaset
politics

The year 1796 saw a change in American politics. - 1796 yılında, Amerikan siyasetinde bir değişim gördüm.

Tom wanted to go into politics. - Tom siyasete girmek istedi.

siyaset
{i} policy
siyaset
statesmanship
siyaset
chairmanship
siyaset
polities
siyaset
diplomacy
siyaset
politics; policy politika
siyaset
finesse, strategy, artfulness, adroit maneuvering
Türkisch - Türkisch
Politikacı
siyaset
Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış
siyaset
Politika, siyasa: "Siyaset alanında ismi zaman zaman çok geçen bir simadır."- H. E. Adıvar
Siyaset
(Hukuk) SİYASA
Siyaset
(Osmanlı Dönemi) EVİL
Siyaset
(Osmanlı Dönemi) TA'ZİR
Siyasetçiler
(Hukuk) SİYASİYYUN
SİYASET
(Osmanlı Dönemi) Dünya ve âhirette necatlarına sebeb olacak bir yola, insanları irşad ile beşeriyetin salâhına çalışmak
SİYASET
(Osmanlı Dönemi) Seyislik, at idare işleriyle uğraşma. Bak: Hilafet
SİYASET
(Osmanlı Dönemi) Memleket idare etme san'atı. Devlet idare tarzı
SİYASET
(Osmanlı Dönemi) Diplomatlık. Politika
siyaset
Politika, siyasa
siyasetçi
Favoriten