siyasal

listen to the pronunciation of siyasal
Türkisch - Englisch
political

I have no time to engage in political activity. - Siyasal etkinlikte bulunmak için zamanım yok.

Feminists believe in the political, social, and economic equality of all genders. - Feministler tüm cinsiyetlerin siyasal, sosyal ve ekonomik eşitliğine inanırlar.

political siyasi, politik
politic

History is a highly politicized subject. - Tarih hayli siyasallaştırılmış bir konudur.

To many Americans, a two-party political system seems natural. - Birçok Amerikalı için, iki partili siyasal sistem doğal görünüyor.

siyasal süreç
political process
siyasal bilgiler
(İdari Yönetim) Political Sciences
siyasal bilgiler fakültesi
political science faculty
siyasal Bilgiler Fakültesi formerly the School of Political Science
(at Ankara University)
siyasal bilgiler
government
siyasal danışma
(Hukuk) political consultation
siyasal işbirliği
(Hukuk) political cooperation
siyasal rejimler
(Hukuk) political regimes
siyasal sistem
political system
siyasal ve sosyal eşitlik
egalitarianism
siyasal ve sosyal eşitliliğe ait
egalitarian
Birleşmiş Milletler Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi ve Ek Prot
(Hukuk) International Covenant on Civil and Political Rights and Protocol
Kişisel ve Siyasal Haklara İlişkin Sözleşme
(Hukuk) International Covenant on Civil and Political Rights
genel-siyasal uluslar arası örgütler
(Hukuk) general international organizations
Türkisch - Türkisch
Politika ile ilgili, siyasi, politik
siyasal parti
bakınız: siyasi parti
siyasal
Favoriten