For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw.
- Kazadan sonra ilk bir ay sadece bir çubuk vasıtasıyla sıvı şeyler içebildi.
When ice melts, it becomes liquid.
- Buz erirse, sıvı olur.
Instead of ink there was some kind of strange fluid in the bottle.
- Şişede mürekkep yerine bir tür garip bir sıvı vardı.
Water, in its natural state, is a fluid.
- Su, doğal olarak, bir sıvıdır.
Europa and Enceladus are thought to have an ocean of liquid water beneath their surface.
- Europa ve Enceladus'un, yüzeylerinin altında sıvı sudan oluşan bir okyanusa sahip oldukları düşünülmektedir.
Water is liquid. It becomes solid when it freezes.
- Su sıvıdır. O, donduğu zaman katılaşır.