Köyümüz Katoliktir, ancak komşu köy Evangelisttir.
- Our village is Catholic, but the neighbouring village is Evangelist.
İki komşu ülke her açıdan birbirinden farklıdır.
- The two neighbouring countries differ from each other in all respects.
Ordu komşu ülkeye baskınlar yaptı.
- The army made inroads into the neighboring country.
Komşu ülkelerle ticareti desteklemeliyiz.
- We must promote commerce with neighboring countries.