Onun üvey annesi benim baldızım.
- His stepmother is my sister-in-law.
Linda Dan'ın baldızı.
- Linda is Dan's sister-in-law.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
- Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.