Onu yapamam, efendim.
- I can't do that, sir.
Sürücü belgenizi görebilir miyim, efendim?
- May I see your driver's license, sir?
Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.
- Sir Harold is a fine English gentleman.
Lütfen oturun, beyefendi.
- Please take your seat, sir.
Bayım, mürekkeple yazmak zorunda mıyız?
- Sir, do we have to write in ink?
Üzgünüm bayım. Erken kapanıyoruz.
- I am sorry, sir. We're closing early.
Sigaraları azaltmaktansa, bayım, niçin onları bırakmıyorsun.
- Rather than cutting down on cigarettes, sir, why don't you just give them up?
Nereye gitmek istiyorsunuz, bayım?
- Where do you want to go, sir?
Onu yapamam, efendim.
- I can't do that, sir.
Siz yokken bir beyefendi aradı, efendim.
- A gentleman called in your absence, sir.
Yes sir.
Please don't sir me!.
In these travels, my father sired thirteen children in all, four boys and nine girls.