sinirlendir

listen to the pronunciation of sinirlendir
Türkisch - Englisch
annoying

Why are you annoying your sister? - Kız kardeşini niçin sinirlendiriyorsun?

annoy

The noise of city life annoys me greatly. - Şehir yaşamının gürültüsü beni çok sinirlendiriyor.

His way of speaking annoys me. - Onun konuşma şekli beni sinirlendiriyor.

irritate

He was irritated by the sound. - O, ses tarafından sinirlendirildi.

His incompetence began to irritate everyone. - Onun beceriksizliği herkesi sinirlendirmeye başladı.

{f} vexing
{f} irritated

I was irritated by his indecision. - Onun kararsızlığı tarafından sinirlendirildim.

Her constant complaining speech irritated me. - Onun sürekli şikâyet konuşması beni sinirlendirdi.

{f} pother
made angry
vex
make angry
{f} irritating
discompose
sinirlen
get sore
sinirlen
peeve
sinirlen
{f} peeved
sinirlen
get angry

John tends to get angry when he doesn't have his own way. - John kendi tarzıyla yapmazsa, sinirlenme eğilimindedir.

You must be careful not to get angry. - Sinirlenmemek için dikkatli olmalısın.

sinirlen
got sore
sinirlen
got angry
sinirlen
gotten sore
sinirlen
jitters
sinirlen
annoyed

I was annoyed at his behavior. - Davranışına sinirlendim.

He became forgetful, which annoyed him intensely. - O unutkan oldu, bu onu şiddetle sinirlendirdi.

sinirlen
jitter
sinirlen
gall