Why are you annoying your sister?
- Kız kardeşini niçin sinirlendiriyorsun?
The noise of city life annoys me greatly.
- Şehir yaşamının gürültüsü beni çok sinirlendiriyor.
His way of speaking annoys me.
- Onun konuşma şekli beni sinirlendiriyor.
He was irritated by the sound.
- O, ses tarafından sinirlendirildi.
His incompetence began to irritate everyone.
- Onun beceriksizliği herkesi sinirlendirmeye başladı.
I was irritated by his indecision.
- Onun kararsızlığı tarafından sinirlendirildim.
Her constant complaining speech irritated me.
- Onun sürekli şikâyet konuşması beni sinirlendirdi.
John tends to get angry when he doesn't have his own way.
- John kendi tarzıyla yapmazsa, sinirlenme eğilimindedir.
You must be careful not to get angry.
- Sinirlenmemek için dikkatli olmalısın.
I was annoyed at his behavior.
- Davranışına sinirlendim.
He became forgetful, which annoyed him intensely.
- O unutkan oldu, bu onu şiddetle sinirlendirdi.