sinirle

listen to the pronunciation of sinirle
Türkisch - Englisch
nerve
Agitation caused by fear, stress or other negative emotion
A bundle of neurons with their connective tissue sheaths, blood vessels and lymphatics
Patience
One or more fibers or bundles of fibers which form a part of a system in the body that conveys impulses of sensation, motion, etc , between the spinal cord or brain and other body parts
A cordlike bundle of nerve fibers (axons and/or dendrites) and its associated connective tissue coursing together outside the central nervous system
Stamina
A bundle of peripheral nerve fibers bound together into one or more fascicles by connective tissue
A sinew or a tendon
– A band of impulse-carrying fibers that carries messages or signals to and from the brain
{f} embolden; gather courage, strengthen oneself; cheer, encourage, inspire
To give courage, sometimes with "up"
{i} any bundle of fibers belonging to the nervous system that transmits sensations and messages between the brain and other parts of the body; tendon (Anatomy); vein in a leaf or insect wing; courage; daring; rude boldness (Informal)
the courage to carry on; "he kept fighting on pure spunk"; "you haven't got the heart for baseball"
the most prominent vein of a leaf
impudent aggressiveness; "I couldn't believe her boldness"; "he had the effrontery to question my honesty"
Nerves provide sensory, motor, and automatic functions The arm and hand are served by the ulnar, median, and radial nerves Sensory feedback from the fingers affects the ability to grasp and manipulate items When this sensory function is impaired, from cold or nerve compression, our hands become clumsy and manipulations become difficult The nerves are a common site for CTDs Nerve disorders can also be brought on by mechanical pressure This pressure can be applied by badly designed tools or leaning against heard work surfaces
A simple or unbranched vein or slender rib
A bundle of nerve fibers (axons) The fibers are either afferent - leading toward the brain and serving in the perception of sensory stimuli of the ski, joints, muscles, and inner organs; or efferent - leading away from the brain and mediating contractions of muscles or organs
get ready for something difficult or unpleasant
sinir
{i} nerve

Tom's way of speaking gets on my nerves. - Tom'un konuşma şekli benim sinirlerimi bozuyor.

I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves. - Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.

sinir
anger

They anger us with their behavior. - Onlar bizi davranışlarıyla sinirlendiriyor.

He was red with anger. - Sinirden kıpkırmızı olmuştu.

sinirle söylemek
snarl
sinir
{i} temper

Tom loses his temper easily. - Tom kolaylıkla sinirleniyor.

She is apt to lose her temper. - Sinirlenmeye eğilimlidir.

sinir
{s} nervous

A nervous person will not be fit for this job. - Sinirli bir kişi bu iş için uygun olmaz.

Nervous people will scratch their heads. - Sinirli insanlar başlarını kaşırlar.

sinir
{i} pet
sinir
{i} fury
sinir
tendon
sinir
(Havacılık) boundary
sinir
crabby
sinir
fibre
sinir
annoying

Why are you annoying your sister? - Kız kardeşini niçin sinirlendiriyorsun?

This noise is annoying. - Bu gürültü sinir bozucu.

sinir
string
sinir
irritating

Tom's an irritating person to work with because he'll never admit it when he's made a mistake. - Bir hata yaptığında onu asla kabul etmeyeceği için Tom birlikte çalışmak için sinir bozucu bir kişi.

Tom is irritating because he always has to have his own way. - Tom her zaman kendi metoduna sahip olduğu için sinir bozucudur.

sinir
equanimity
sinir
irksome
sinir
arse
sinir
bugger
sinir
{i} limit
sinir
neuronic
sinir
{i} border
sinir
border line
sinir
tantrum

You never know when he's going to throw another tantrum. - Onun ne zaman sinir krizi geçireceğini hiçbir zaman önceden kestiremezsin.

sinir
(Anatomi) nerve
sinir
quirk, peculiar trait, peculiarity of behavior
sinir
neural

Google uses a neural network to translate sentences. - Google, cümleleri çevirmek için bir sinir ağı kullanır.

sinir
nerve; sinew, fibre; anger, irritation; emotional balance, equanimity; crabby, irritating, irksome, annoying
sinir
equanimity, emotional balance: Bende sinir kalmadı. My nerves are shot./I'm very upset
sinir
sinew
sinir
anger; irritation
sinir
(Konuşma Dili) sinew, tendon; muscle fiber
sinir
irritating, exasperating (person, thing)
sinir
thing about which one is fastidious
sinir
choler
sinir
bordering
sinirlemek
to hamstring, cut the leg tendons of (an animal)
sinirlemek
to pull out the sinewy parts in (a piece of meat)
Türkisch - Türkisch

Definition von sinirle im Türkisch Türkisch wörterbuch

Sinir
(Osmanlı Dönemi) KETİTE
Sinir
(Osmanlı Dönemi) HIŞAŞ
sinir
Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet: "Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu."- R. N. Güntekin
sinir
Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhsal niteliği: "Tren kalktıktan biraz sonra sinirlerdeki gerginlik geçer."- R. N. Güntekin
sinir
Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet
sinir
Hoşa gitmeyen, can sıkan
sinir
Rahatsız edici, hastalık derecesine varan özellik
sinir
Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhî niteliği
sinir
Kas kirişi ve zarı
sinirlemek
Savaşlarda, hasmın altındaki Atın art ayak kirişlerini kılıçla kesmek
sinirlemek
Etin içindeki kas kirişlerini ve kalın zarları ayıklamak
sinirlemek
Sindirmek, hazmetmek
sinirle
Favoriten