Böylesine loş bir odada çalışmak imkansızdır.
- It's impossible to work in a room this dim.
Böyle bir yerde böylesine güzel bir yer bulacağımı asla beklemiyordum.
- I never expected to find such a nice hotel in a place like this.
Her gün bu kadar sıcak mı?
- Is it this hot every day?
Hiç bu kadar erken kalkmadım.
- I've never woken up this early.
Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
- Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
Ben böyle bir şapka almakla ilgileniyorum.
- I am interested in getting a hat like this.