Tom ve Mary aynı anda cevapladı.
- Tom and Mary answered simultaneously.
Birkaç dilde bir kitap yazıyorum ve aynı anda Tatoeba'nın ekranlarında dünyanın dört bir yanına yayınlıyorum.
- I am writing a book in several languages, and I simultaneously publish it on Tatoeba's screens all over the world.
O bir bilim adamı ve aynı zamanda bir müzisyen.
- He is a scholar and a musician simultaneously.
... The grasslands appear almost simultaneously around the world. ...
... appearing simultaneously around the world. ...