simple past tense and past participle of worry

listen to the pronunciation of simple past tense and past participle of worry
Englisch - Türkisch

Definition von simple past tense and past participle of worry im Englisch Türkisch wörterbuch

worried
{s} endişeli

Annesi onun hakkında endişeli. - His mother is worried about him.

Tom hakkında endişeliyim. - I'm worried about Tom.

worried
{s} düşünceli
worried
{s} merakta kalmış
worried
{s} kaygılı

İlk önce ben kızımın sağlığı hakkında çok kaygılıyım. - First of all, I'm very worried about my daughter's health.

Herkes kaygılı ve endişeli. - Everyone is concerned and worried.

worried
{s} üzüntülü
simple past tense
(Dilbilim) geçmiş zaman
worried
endişeli olmak

Endişeli olmak elimde değil. - I can't help being worried.

Salgın konusunda gereksiz yere endişeli olmak için hiçbir sebep yoktur. - There is no reason to be unnecessarily worried about the outbreak.

worried
düşünmek
worried
endişelenmek

Endişelenmek için iyi bir nedenim var. - I've got a good reason to be worried.

worried
{s} üzgün

Üzgünüm. Tom kız kardeşinin kazasından beri hiç kimseyle konuşmuyor. - I'm worried. Tom hasn't been talking to anyone since his sister's accident.

Tom, Mary'nin onun hakkında üzgün olmasından etkilenmişti. - Tom was touched that Mary was worried about him.

worried
sıkkınlık
simple past tense
-di'li geçmiş zaman
worried
{f} üzül
worried
{s} merak içinde olan, tasalı, kaygılı
Englisch - Englisch
worried
simple past tense and past participle of worry
Favoriten