simple past tense and past participle of seclude

listen to the pronunciation of simple past tense and past participle of seclude
Englisch - Türkisch

Definition von simple past tense and past participle of seclude im Englisch Türkisch wörterbuch

secluded
{s} sapa, tenha, kuytu: a secluded spot in the forest ormanda tenha bir yer
secluded
kaçınık
secluded
sapa
simple past tense
(Dilbilim) geçmiş zaman
secluded
tenha

Tom tenha bir yolda yürüdü. - Tom walked down a secluded path.

Tom bana tenha bir sahilde yaşamak istediğini söyledi. - Tom told me he wanted to live on a secluded beach.

secluded
içerlek
secluded
münzevi

Tom münzevi bir hayat sürüyor. - Tom lives a secluded life.

secluded
gözden uzak
simple past tense
-di'li geçmiş zaman
secluded
{s} mahrem
secluded
bir kenara çekilmiş
secluded
{s} gözlerden uzak
secluded
ırak
secluded
{s} kapalı
secluded
ayır
secluded
{s} kimseyle görüşmeyen
secluded
{s} inzivaya çekilmiş
secluded
{s} kaçınık: live a secluded life kaçınık yaşamak
secluded
{s} gizli
Englisch - Englisch
secluded
simple past tense and past participle of seclude
Favoriten