Tom'un hayatı üç yüz bin dolara sigortalı.
- Tom's life is insured for three hundred thousand dollars.
Sigortalı olduğunu umuyorum.
- I hope you're insured.
Kırılabilir bu parçalar bütün risklere karşı sigortalanmalıdır.
- These fragile items must be insured against all risks.
O kötü bir gün için kendini sigortalattı.
- He insured himself for a rainy day.