Bu vazoyu suyla doldurdu.
- She filled this vase with water.
Tom kovayı ağzına kadar doldurdu.
- Tom filled the bucket to the top.
Üzgünüm, pozisyon önceden doldurulmuş.
- Sorry, the position has already been filled.
Oda sigara dumanıyla dolmuştu.
- The room was filled with cigarette smoke.
Bahçe çiçeklerle doluydu.
- The garden was filled with flowers.
Park çocuklarla doludur.
- The park is filled with children.