Eğri büğrü ağaç bile gölge verir.
- Even crooked tree gives shade.
Oğlumun ön dişleri çarpık çıktı.
- My son's front teeth have come in crooked.
Odadaki bütün tablolar çarpık asılmış.
- All the paintings in the room hung crooked.
Eğri büğrü ağaç bile gölge verir.
- Even crooked tree gives shade.
Sami sahtekar bir polisti.
- Sami was a crooked cop.